Özellikle Y kuşağının iş hayatında daha fazla söz hakkına sahip olmasıyla, İK profesyonelleri “iş veren markası” olabilmek için ciddi adımlar atmaya başladı. Şirketlerin işe alım sürecinde çizdiği marka imajını oryantasyonda da devam ettirebilmesi elbette çok önemli. Başarılı bir oryantasyon programı, çalışanın verimliliğini %11.5 artırabilirken; başarısız bir program, çalışanın verimliliğinden, aidiyet duygusuna kadar birçok konuda oldukça olumsuz etkilere sebep olabiliyor. Örneğin, kültürünü inovatif ve yeni nesil olarak tanıtan bir şirkette işe başlayan adayımız, sıkıcı sayfalardan ibaret bir oryantasyonla karşılaşınca hayal kırıklığına uğruyor ve kafasındaki marka imajı bir günde yerle bir olabiliyor.
Başarılı bir oryantasyon programı, çalışanın verimliliğini %11.5 artırabilirken; başarısız bir program, çalışanın verimliliğinden, aidiyet duygusuna kadar birçok konuda oldukça olumsuz etkilere sebep olabiliyor.
Peki başarılı bir oryantasyon sürecinin ipuçları nelerdir?
1) Ön hazırlık şart!
Oryantasyon sürecinin çalışanın ilk günden itibaren başladığını düşünenler var mı aramızda? Şimdi ellerinizi sakince indirin; çünkü bu yanlış bir düşünce. Oryantasyon süreci, aslında çalışanın ilk gününden önce başlar. İş yerinde lazım olabilecek tüm materyaller o gelmeden masasında ve bilgisayarında olmalı, çalışanınız kendisinin heyecanla beklendiğini ofise girdiği anda hissetmelidir. Ekip arkadaşlarına kendisi hakkında gerekli bilgiler önceden verilmeli ve onlarla tanışması için özel bir zaman ayarlanmalıdır.
2) İlk izlenimler unutulmaz!
İlk izlenimler herkeste olduğu gibi yeni işe başlayan bir çalışan için de çok önemlidir. Başarılı bir oryantasyon süreci geçiren çalışanların %69’unun aynı şirkette kalma süreleri 3 yıla kadar uzuyor. Bir şirkette çalışma süresinin ortalama 2.4 yıl olduğunu belirtilen Y kuşağını düşününce oryantasyonun önemi artıyor. Örneğin henüz işe başlamadan, şirketle ilgili öğrenmeniz gereken temel bilgileri size oyunlaştırılmış, eğlenceli bir e-eğitim şekilde gönderen şirketinizle ilgili ilk izleniminiz nasıl olurdu? Kültürlerini dinamik ve yenilikçi olarak tanıtan Opet ve Otokoç’ta bu şekilde düşündü ve oyunlaştırılmış oryantasyon projeleriyle çalışanlarından güzel dönüşler almayı başardı. Şirketlerin %30’u oryantasyon programlarını dijital trendlere göre güncellemeye başladı.
3) Buddy sistemi kültürel adaptasyonu kolaylaştırır.
İlk iş günü her kademeden çalışan için streslidir. Çalışanın, kimseyi tanımadığı bir ortama hatta oturmuş bir kültüre adapte olması beklenir. Peki ya o şirkette çalışan bir arkadaşı olsa yine bu kadar tedirgin hisseder miydi? Tabii ki hayır. En azından her sorusunu çekinmeden sorabileceği, onu yalnız bırakmayacak bir arkadaşı olurdu. Arçelik de başarılı bir oryantasyon için bu sistemi kullanıyor. Çalışanları için, iş birliğimiz sonucu ortaya çıkan co-mate eğitimleri sayesinde daha etkili oryantasyon süreçleri yürütüyor.
Peki ya oryantasyondan sonra?
Belki de en büyük yanılgılardan biri oryantasyon ile onboarding sürecini karıştırmamız olabilir. Oryantasyon ilk aşamada tamamlanması gereken bir süreçken; onboarding çalışanın tamamen işine alışmasına kadar geçen süreyi kapsar ve haliyle tamamlanması aylar alır. Başarılı bir oryantasyondan sonra onboarding süreci daha rahat geçecektir ancak bu süreç de çok detaylı bir şekilde planlanmalıdır. Yönetici ile belirlenen bir yol haritasını izlemek yararlı olacaktır. Araştırmalara göre, çalışanların %90’ı, aynı şirkette devam edip etmeyeceklerine ilk 6 ayda, yani onboarding sürecinde karar veriyor.
Özetle, başarılı bir oryantasyon tahminimizden daha kıymetlidir. Belki biraz zahmetli bir süreç gibi de görünebilir. Neyse ki, dijitalleşme burada da İK profesyonellerinin işini kolaylaştırıyor. PWC’nin “İK Süreçlerinde Dijitalleşme Endeksi Araştırması’na göre, Türkiye’de oryantasyon süreci teknolojilerindeki olgunluk seviyesi %55’e yükselmiş durumda. Oyunlaştırılmış oryantasyon projelerimizle bu endekse katkı sağladığımız için mutluyuz. Siz de planlamalarınızda dijitalleşmeyi ihmal etmeyin. Böylece hem pratik hem de etkili süreçler yöneteceğinize eminiz!
Einstein
10 Şubat 2020
